Devam ediyorum.
Düşünmek istemediğim şey başıma geldi. O an her şeyi bırakıp kaçmak istedim. Ama yapamazdım. Ne olursa olsun, onu asla bırakamazdım.
"Ne oldu? Nasıl bir rüyaydı? Gidecek misin?"
"Bir cisim vardı. Beni beklediğini söyledi... Vampirlere... Ve evet. Gideceğim."
Zil Çaldı.
Dersi dinlemek imkansızdı. Dersin tam ortasında bir aptal kafama kağıt fırlattı. Kim olduğuna bakmadan küçük, buruşmuş kağıdı açtım. Kağıdın içinde "T <3 K" yazıyordu. Kafamı kaldırır kaldırmaz Thomas'ın() bana baktığını gördüm. Daphne'nin vampirizme bulaştığını ve daha önce vampirizm yüzünden giden Victoria'nın ölümünü düşünmemeye çalışarak erkek arkadaşıma gülümsedim..
Ve Zil Çaldı.
Gördüğüm ilk yüz Daphne'nin mükemmel yüzüydü. Upuzun dalgalı saçları, yüzünü biraz kapatsada güzel gözlerindeki hüzünü ve çaresizliği görebiliyordum.
Aynı anda birbirimize sımsıkı sarıldık. Bedeni buz gibiydi.. Sonra yüzüme baktı.
"Geleceği görüyorum."
Aman Tanrım! Bu kadarı çok fazlaydı. Kesinlikle gitmesi gerekti.
Daphne'nin gözleri doldu. "İkimizi gördüm... Gidiyorduk."
"Nereye gidiyorduk?"
"Bilmiyorum...." İşte bu süperdi (!). Sonra Daphne "Yol karlıydı.." dedi.
"Burda olmaz..." Sesim zar zor çıkmıştı. "... Daphne, son dersten sonra bize gel."
Birden bir kahkaha patlattı.
"Neden gülüyorsun?" diye sordum.
"Son dersten çıkalı 5 dk oldu."
"Ah, unutmuşum." Zaman kavramım yok oldu...
"Tamam. Ama önce bir işim var."
Ne olduğunu soramadan gitti. Çok hızlıydı.. Tanrım...